Özel Egzersiz, kategorisindeki diğer fitness sitelerinden ayrı olarak egzersiz ve beslenme konularında araştırmalara dayalı ve bireylerin bedensel güç ya da zayıflıklarına göre yaklaşımlar öneren bir paylaşım sitesidir. Özel Egzersiz'i ziyaret ettiğiniz için teşekkür ederim.
8 Ocak 2016 Cuma
ERKEKTE MEME OLUR MU? Bölüm:1
Aslında olmaz, ya da en azından Vietnam gazisi James Price olmaması gerektiğini düşünüyordu (1). Ancak ne yazı ki dokunduğunda acı veren, meme uçları altında sakız balonu gibi bir görünüme sahip memeleri oluşmuştu. Tek problem bu olsaydı keşke. Sakal uzaması yavaşlamış, göğüs ve bacaklarındaki kıllar giderek azalmış, sabah ereksiyonları tükenmişti. Bütün bunların sebebi, kahvaltı gevreğine eklediği masum görünümlü soya sütü olabilir miydi?
Bu aslında yeni bir hikaye değil. Hormon tahribatına bebeklikten başlayarak erkek nüfusunu ciddi şekilde tehdit eden bu soya endüstrisi hakkında ilk kitabımda yaklaşık 35 sayfalık bir bölüm ayırmıştım (2). Öncelikle soyanın popülerliğini bilmeyenler için bazı rakamlar vereyim. Birleşik Soya Fasülyesi Kurulu'nun bir anketine göre 1997'de halkın %59'u soyayı sağlıklı olarak oylar iken, sadece 11 sene içinde 2008'de bu oran %85'e fırlamıştır. Ne hikmettir ki 1995'lerden 2012'ye kadar olan dönemde de Amerikan tarım kalkındırma politikası ile soyaya yapılan sübvansiyonlar (tarımsal destek) yaklaşık 28 milyar dolar artmıştır (3).
Peki kalbe dost, prostata dost diye erkeklere dayatılan bu soyalı gıdalar, nasıl oluyor da hormon tahribatına yol açabiliyor? Beslenme yalanlarını anlatan kitabımda paylaştığım gibi soyalı gıdalar, izoflavon denilen bir nevi bitki östrojenleri içermektedirler. Soyada en çok bulunan iki türü ise genistein ve daidzein'dir. Buraya kadar her şey güzel. Problem bu izoflavonların vücuda girmesinden sonra başlıyor. Araştırmacılar, sindirilen izoflavonların sadece %50'sini dışkı ve idrarda bulabiliyorlar. Geri kalan bölüme ne olduğu ise bilinmiyor. Bununla kalmayıp soyanın vücut sistemlerindeki davranışları insanda insana değişebiliyor. Bazılarında 2 saat sonra kanda yükselirken, bazılarında 15 dakikada zirve yapabiliyor. Buna neden olan temel faktörler arasında bireylerin barsak florası (bakteri dengesi), antibiyotik kullanım oranı ya da mide asidi miktarları gösteriliyor. Durum böyle olunca günlük masum bir soya tüketim limiti diye bir husustan söz etmek neredeyse imkansız hale geliyor.
İkinci bölümde, İsrail, Fransa, Yeni Zelanda ve Avustralya'da yasaklanan ancak yurdumuzda hala bolca kullanılan bir soya türevinden bahsedeceğim. Yazının devamında buluşmak üzere.
KAYNAKLAR:
Yazı dizisinin son bölümünde...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder